Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

akıl danışmak

  • 1 akıl danışmak

    to ask for advice, to consult

    İngilizce Sözlük Türkçe > akıl danışmak

  • 2 akıl

    akıl < aklı> Verstand m (Intelligenz, Geist); Vernunft f (Einsicht); Gedächtnis n, Erinnerung f; Gedanke m; Klugheit f, Weisheit f; Ratschlag m;
    akıl almaz unbegreiflich, unvorstellbar;
    akıl danışmak um Rat fragen;
    akıl defteri Notizbuch n;
    -e akıl erdirememek nicht begreifen können;
    akıl hastalığı Geisteskrankheit f;
    akıl hastanesi psychiatrische Klinik;
    akıl hocası scherzh ein schöner Ratgeber;
    akıl istemek um Rat fragen;
    akıl kârı vernünftig, machbar;
    akıl kutusu scherzh Alleswisser m, -in f;
    akıldan çıkarmak sich (D) aus dem Kopf schlagen;
    akla gelmez unvorstellbar, unwahrscheinlich;
    akla sığmaz unvorstellbar, immens;
    akla yakın einleuchtend, plausibel;
    -i aklı almamak etwas nicht begreifen können;
    -in aklı başına gelmek zur Vernunft kommen; unp es dämmert jemandem;
    aklı başında vernünftig;
    aklı başında olmamak nicht logisch denken können;
    aklı (başından) gitmek aus der Fassung geraten;
    aklı bokuna karışmak vulg vor Angst den Kopf verlieren;
    aklı durmak baff sein;
    -e aklı ermek begreifen (fassen) können (A); verständig werden;
    b-nin aklı fikri -de jd denkt nur an (A);
    -i aklı kesmek einsehen;
    aklı oynamak den Verstand verlieren;
    -in aklı sıra wie er glaubt;
    -e aklı yatmak vertrauen (auf A);
    -in aklına esmek jemandem einfach in den Sinn kommen;
    aklına gelmek jemandem einfallen, in den Sinn kommen;
    bş-i aklına koymak sich (D) etwas in den Kopf setzen;
    bu benim aklıma sığmıyor das will mir nicht in den Kopf;
    aklına yazmak sich (D) einprägen;
    -i aklında tutmak sich (D) merken (A); (im Kopf) behalten;
    -i aklından geçirmek sich (D) etwas durch den Kopf gehen lassen;
    b-nin aklından geçmek jemandem durch den Kopf gehen;
    aklını başına almak oder toplamak Vernunft annehmen, zur Einsicht kommen;
    -in aklını beğenmemek sich mit jemandes Idee nicht anfreunden können;
    -le aklını bozmak versessen sein (auf A);
    -in aklını çekmek jemandem abraten, jemandem einen Plan ausreden;
    b-nin aklını bş-e çelmek jemanden verführen ( oder überreden) zu etwas;
    aklını oynatmak den Verstand verlieren

    Türkçe-Almanca sözlük > akıl

  • 3 akıl

    ра́зум (м) ум (м)
    * * *
    выпад. -klı
    1) ум, ра́зум

    aklı başka yerde — его́ голова́ за́нята други́м

    2) па́мять

    aklından çıkarmamak — не забыва́ть, держа́ть в голове́

    adı aklımda kalmadı — его́ и́мя вы́скочило у меня́ из головы́

    3) сове́т

    akıl almak — получи́ть сове́т

    akıl danışmak — сове́товаться

    akıl vermek — посове́товать, пода́ть мысль

    ••

    akıl için tarik / yol birdir — погов. у разу́мных то́лько оди́н путь

    akıl para ile satılmazпогов. ум за де́ньги не ку́пишь

    akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış / beğenmiş — посл. ка́ждый счита́ет себя́ умне́е други́х

    akıl yaşta değil, baştadır — погов. му́дрость в голове́, а не в бороде́

    akıl kişiye sermayedirпогов. ум - бога́тство челове́ка

    akıl akıldan üstündürпогов. ум хорошо́, а два - лу́чше

    akıl kişiye sermayedirпогов. ум - бога́тство челове́ка

    - bunu aklım almıyor
    - akıl almaz
    - aklı başında
    - aklı başında olmamak
    - aklı başında değil
    - aklı başından gitmek
    - aklını başına almak
    - aklını başına toplamak
    - aklını başına devşirmek
    - aklını başka yere vermek
    - aklını bozmak
    - aklını çalmak
    - aklı dağılıyor
    - aklım duruyor
    - akıllara durgunluk vermek
    - aklına düşmek
    - akıl erdirmemek
    - bu işe aklım erdirmiyor
    - aklı fikri... de
    - aklından geçirmek
    - aklından geçmek
    - aklına gelmek
    - aklına getirmek
    - aklı gitti
    - akıl hastalığı
    - akla hayale gelmez
    - aklını kaçırmak
    - aklını oynatmak
    - akıl kârı değil
    - aklı kesmek
    - akıl öğretmek
    - aklını peynir ekmekle yemiş
    - aklına sığmamak
    - akla sığmaz
    - aklını şaşırmak
    - aklı şaşmak
    - aklı takılmak
    - aklının terazisi bozuldu
    - aklına uymak
    - aklına yelken etmek
    - aklı yerinde değil
    - aklı zıvanadan çıkmak
    - aklından zoru olmak

    Türkçe-rusça sözlük > akıl

  • 4 akıl

    ",-klı 1. reason, intelligence; wisdom, discernment, discretion. 2. mind, comprehension. 3. memory. 4. idea, opinion, thought. 5. advice. -dan 1. from memory. 2. by the use of one´s imagination. -ımda I haven´t forgotten it./I have it in mind. - akıl, gel çengele takıl. colloq. I don´t see how we can solve this problem. - akıldan üstündür. proverb It pays to consult others. - almak /dan/ to ask (someone´s) advice, consult (a person). -ını almak /ın/ to charm, bewitch, fascinate. - almamak to be incredible. -ı almamak /ı/ 1. not to understand. 2. not to believe that (it) is possible. 3. to find (it) unacceptable. - almaz unbelievable, inconceivable. -ı başında sensible, (someone) who has his/her head screwed on right. -ını başına almak/toplamak/devşirmek to come to one´s senses. -ını başından almak /ın/ 1. to deprive (someone) of his/her senses, leave (someone) unable to think straight. 2. to scare (someone) silly, scare the wits out of. -ı başından bir karış yukarı/yukarıda impulsive, rash, impetuous, (someone) who does the first thing that comes into his head. -ı başına gelmek 1. to come to one´s senses, sober down. 2. to come to. -ı başından gitmek 1. to be overwhelmed, be beside oneself. 2. to faint. -ı başında olmamak 1. to be confused, be unable to think straight. 2. to be unconscious. -ını başka yere vermek to let one´s mind wander. -ınla bin yaşa! You´re really thinking today! (said sarcastically to the author of an idea one finds absurd). -ı bokuna karışmak vulg. 1. to be frightened to death. 2. to be overcome with joy. -ını bozmak /la/ to be obsessed (with). - bu ya! colloq. We/He thought it was a good idea! -ını çalmak /ın/ 1. to enchant, fascinate, charm, captivate. 2. to influence, sway. -ını çelmek /ın/ 1. to dissuade from a good intention, cause (one) to give up a decision. 2. to corrupt, lead astray. -dan çıkarmak /ı/ to forget all about (it), give up the idea (of). -ı çıkmak to worry oneself sick, be near panic. -ından çıkmak to slip one´s mind. -ından çıkmamak 1. to stick in one´s mind. 2. to go around and around in one´s head. -ının çivisi eksik not very bright; screwy, cracked. -ı dağılmak to be unable to concentrate. - danışmak /a/ to consult, ask (someone) for advice. - defteri colloq. notebook. - doktoru colloq. psychiatrist. -ını durdurmak /ın/ (for something) to make (someone) unable to think straight. -lara durgunluk vermek (for something) to blow one´s mind. -ı durmak to be openmouthed with astonishment. -ına düşmek 1. to come back to one´s mind. 2. to come into one´s mind, strike one. - eksikliği mental deficiency. - erdirememek /a/ to be unable to fathom. -ı ermek 1. /a/ to understand, grasp. 2. to be mentally mature. - ermemek /a/ 1. not to be able to conceive of; to find inconceivable. 2. to find unacceptable. -ına eseni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -ına esmek to come into one´s head. - etmek /ı/ to think of (doing something) (at the right time). -ı evvel pretentious about one´s wisdom. - fikir mind: Allah akıl fikir versin! May God cause you to think straight! Aklın fikrin neredeydi? Why didn´t you think? Cafer´in aklı fikri tiyatroda. All Cafer thinks about is the theater. -ından geçirmek /ı/ to happen to think (of). -ından geçmek to occur to one, pass through one´s mind. -a gelmedik unanticipated. -ına gelmek 1. to occur to one. 2. to come back to one´s memory. -ıma gelen başıma geldi. colloq. What l was afraid of has happened. -ına geleni söylemek to speak without thinking. -ına geleni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -a gelmeyen başa gelir. proverb You can´t always anticipate everything. -a gelmez inconceivable; not anticipated. -ına getirmek 1. /ı, ın/ to remind (someone) of. 2. /ı/ to consider, think (of). -ı gitmek 1. to be confused, be perplexed. 2. /a/ to be taken (by). -ı gözünde (one) who believes only what he sees. - harcı olmamak /ın/ (for something) to be

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > akıl

  • 5 beraten

    beraten*
    irr
    I vt
    1) ( Rat geben) öğüt [o nasihat] vermek (-e), akıl vermek (-e)
    2) ( beratschlagen) danışmak ( über -), görüşmek ( über -);
    sich von jdm \beraten lassen birine akıl danışmak, birinin görüşünü almak;
    sich von einem Anwalt \beraten lassen bir avukata danışmak
    II vr
    sich \beraten ( sich besprechen) görüşmek ( mit -le); ( Ärzte über Diagnose) konsültasyon yapmak;
    sich mit jdm \beraten über etw biriyle bir şey hakkında görüşmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > beraten

  • 6 советоваться

    несов.; сов. - посове́товаться

    посове́товаться бы́ло не́ с кем — akıl danışılacak kimse yoktu

    сове́товаться с адвока́том — avukata danışmak

    Русско-турецкий словарь > советоваться

  • 7 совет

    tavsiye
    * * *
    ж
    1) ( наставление) tavsiye, öğüt

    по его́ сове́ту — onun tavsiyesi üzerine

    дать сове́т кому-л. — öğüt / akıl vermek

    обрати́ться за сове́том к кому-л.birine akıl danışmak

    получи́ть сове́т — öğüt almak

    семе́йный сове́т — aile meclisi

    3) kurul, konsey

    Сове́т безопа́сности — Güvenlik Kurulu

    Сове́т экономи́ческой взаимопо́мощи — Ekonomik Yardımlaşma Konseyi

    Сове́т Мини́стров СССР — SSCB Bakanlar Kurulu

    Русско-турецкий словарь > совет

  • 8 Rat

    Rat1 m <-s; Ratschläge> öğüt;
    jemandem einen Rat geben b-ne akıl/öğüt vermek;
    jemanden um Rat fragen b-ne akıl danışmak
    Rat2 m <-s; ÷e> POL meclis, konsey, şûra; (Ratsmitglied) meclis üyesi

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Rat

  • 9 обращаться

    несов.; сов. - обрати́ться

    обрати́ться лицо́м к окну́ — yüzünü pencereye çevirmek

    все взо́ры обрати́лись к нему́ — tüm gözler ona çevrildi

    2) перен. yönelmek

    поэ́т обрати́лся к социа́льным пробле́мам — şair toplumsal sorunlara yöneldi

    его́ мы́сли обрати́лись к про́шлому — fikri maziye gitti

    е́сли челове́чество обрати́тся к со́лнечной эне́ргии... — insanlık güneş enerjisine yönelse...

    (дава́йте) обрати́мся к исто́рии э́того движе́ния — hareketin tarihine bakalım

    3) başvurmak; müracaat etmek; seslenmek, hitap etmek

    обраща́ться к кому-л. с призы́вом / с воззва́нием — birine çağrıda bulunmak

    обраща́ться к кому-л. с про́сьбой — birine ricada bulunmak

    про́сьба обраща́ться к / в... —... müracaat edilmesi rica olunur

    обраща́ться с предложе́нием — bir öneri yapmak, bir öneride bulunmak

    обраща́ться к кому-л. за сове́том — birine akıl danışmak

    обраща́ться к кому-л. с письмо́м — birine mektup yazmak

    обраща́ться к врачу́ — doktora başvurmak

    телеви́дение обраща́ется к миллио́нам зри́телей — televizyon milyonlarca seyirciye seslenir

    обраща́ться к кому-л. с вопро́сом — birine bir soru yöneltmek

    4) dönüşmek, haline gelmek

    вода́ обрати́лась в пар — su buhar haline geldi

    5) тк. несов. davranmak, muamele etmek

    с ним обраща́ются, как с ребёнком — ona çocuk muamelesi yapıyorlar

    6) тк. несов. kullanmak

    уме́ть обраща́ться с инструме́нтом — alet kullanmasını bilmek

    Русско-турецкий словарь > обращаться

  • 10 прибегать

    I несов.; сов. - прибежа́ть II несов.; сов. - прибе́гнуть

    прибега́ть к наси́лию — zora başvurmak

    прибега́ть к ору́жию — silâha başvurmak

    прибе́гнуть к сове́там друзе́й — dostlarına akıl danışmak

    Русско-турецкий словарь > прибегать

  • 11 спрашивать

    несов.; сов. - спроси́ть

    спроси́ть фами́лию / и́мя — adını sormak

    спроси́, кото́рый час — saat kaç olduğunu sor

    тебя́ не спра́шивают! — sana söz düşmez!

    3) ( просить) istemek

    спра́шивать у кого-л. разреше́ния — birinden izin istemek

    спра́шивать у кого-л. сове́та — birine akıl danışmak

    тебя́ спра́шивали по телефо́ну — seni telefonda aradılar

    меня́ никто́ не спра́шивал? — beni arayan olmadı mı?

    5) разг. (требовать какую-л. плату) istemek

    он спроси́л с нас сто рубле́й — bizden yüz ruble istedi

    с тебя́ и за э́то спро́сят — senden bunu da soracaklar

    Русско-турецкий словарь > спрашивать

  • 12 holen

    holen v/t <h> gidip almak; Polizei, ans Telefon çağırmak;
    holen lassen yollayıp aldırtmak;
    sich (D) (einen Schnupfen) holen (nezleye) yakalanmak;
    sich (D) Rat holen akıl danışmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > holen

  • 13 concerter

    v pr
    se mettre d'accord akıl danışmak

    Dictionnaire Français-Turc > concerter

  • 14 консультация

    danışma
    * * *
    ж
    1) danışma; (uzmanca verilen) akıl

    многосторо́нние совеща́ния и консульта́ции — çokyanlı toplantı ve danışmalar

    обрати́ться за консульта́цией к кому-л.birine danışmak

    проводи́ть полити́ческие консульта́ции с кем-л.biriyle siyasi danışmalarda bulunmak

    без консульта́ции с це́нтром — merkeze danışmadan

    де́тская консульта́ция — çocuk bakımı danışma merkezi

    Русско-турецкий словарь > консультация

  • 15 advise with

    v. danışmak, akıl sormak

    English-Turkish dictionary > advise with

  • 16 advise with

    v. danışmak, akıl sormak

    English-Turkish dictionary > advise with

  • 17 Rat

    Rat, Rätin <-(e) s, Räte; -nen> [ra:t, pl 'rɛ:tə] m, f <-(e) s, Räte> m <- (e) s> m
    1. müşavir; ( Mitglied) meclis üyesi, kurul üyesi, konsey üyesi, encümen üyesi
    2.; ( Gremium) konsey, meclis; ( kommunal) encümen, kurul; (Bundes\Rat) konsey
    3. kein pl; ( Empfehlung) öğüt, nasihat, tavsiye;
    jdm den \Rat geben, etw zu tun birine bir şey yapması için öğütte bulunmak;
    ein Buch zu \Rate ziehen bir kitaba başvurmak;
    seinen Arzt zu \Rate ziehen doktoruna danışmak;
    sich dat keinen \Rat mehr wissen çaresiz kalmak, başka çıkış yolu bilmemek;
    sich dat bei jdm einen \Rat holen birinden akıl almak;
    kommt Zeit, kommt \Rat ( prov) zamanı gelince çaresi bulunur

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Rat

См. также в других словарях:

  • akıl danışmak — bir konuda birinin görüşünü sormak O cinayeti işlemeden evvel gelip bize akıl mı danıştın? P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akıl almak — danışmak, görüş almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»